Yurt Dışına Giden Hekimler ‘Paragöz’ Tartışması Sürüyor!
Yurt Dışına Giden Hekimler paragöz mü ? tartışması sürüyor. Sağlık Bakanı Koca’nın yurt dışına giden hekimler için ‘para için gidiyorlar’ benzetmesi yapması hekimleri kızdırdı.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, yurtdışına giden hekimleri paragöz olmakla itham eden ve hekimlerin meslek onuruna saldırmaktan çekinmeyen Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya tepki gösterdi. Sağlık Bakanlığı’nın pandemi döneminde verileri gizlediğini, iyi hal belgesi taleplerine ilişkin verileri çarpıttığını, deprem bölgesinde halen devam eden sorunları görmezden geldiğini öne sürdü.
TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, 2024 Sağlık Bütçesini, “Sağlığın Geliştirilmesi ve Korunmasını Daha da Unutmuş Bir Bakanlığın Bütçesi” olarak değerlendirdi. Dr. Ökten, şu değerlendirmeyi yaptı, “2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa Tasarısı ile 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Yasa Tasarısı Cumhurbaşkanlığı tarafından, 17 Ekim 2023 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Sunulan Kesin Hesap Yasa Tasarısı’ndaki bilgilere göre; 2022 yılında merkezi yönetim bütçesi yılsonu ödeneğinin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payı %20,1 düzeyindedir. Bu durum, kamu harcamalarının büyük bölümünün genel bütçe kapsamına dahil edilmeden gerçekleştirildiğini göstermektedir. Aynı zamanda, kamu harcamalarının yalnızca küçük bir bölümünün yasama organı olarak TBMM denetimine sunulduğunu, büyük bölümünün ise yasama organının denetiminin dışında tutulduğunun da göstergesidir. AKP hükümetlerinden önce hazırlanmış son merkezi yönetim bütçesi olan 2002 yılının Merkezi Yönetim Kesin Hesap Yasası’ndaki bilgilere göre; yılsonu ödeneğinin GSYH içindeki payı %33,3 iken, bu payın AKP’li yıllarda düzenli olarak azaltıldığına ve TBMM’nin kamu harcamalarındaki denetiminin düzenli bir biçimde sınırlandırıldığına tanık olmaktayız. Yaklaşık 20 yıllık süre içindeki azalma 13,2 puandır. Başka bir ifadeyle, AKP hükümetleri döneminde TBMM tarafından önceden denetlenebilen kamu harcamalarının payı %37 oranında azaltılmıştır. Özetle, sistemli bir biçimde yasama organının denetimini azaltmaya çalışan bir tutum ve bu tutumun sahibi bir hükümet ile karşı karşıyayız. Merkezi yönetim bütçesi toplamı GSYH’nin %50’sinden daha az olmamalıdır”
Hangi Bakanlığa Ne Kadar Bütçe Ayrıldı ?
Dr. Ökten, şunları söyledi, “Cumhurbaşkanlığı tarafından, merkezi yönetim bütçesi toplamı 2024 yılı için 11 trilyon 89 milyar 37 milyon 425 bin TL olarak teklif edilmektedir. Teklif edilen toplam miktarın yalnızca %6,6’sı (732 milyar 562 milyon 378 bin TL) Sağlık Bakanlığı için ayrılmaktadır. Oysa, 91 milyar 824 milyon 805 bin TL’si Diyanet İşleri Başkanlığı için ayrılmıştır. Tarihsel olarak halklar ve inançlar mozaiği olan Türkiye’de pek çok inanç grubu mensubu yaşarken ve Anayasa’nın ikinci maddesinde cumhuriyetin nitelikleri sıralanırken “… laik ve sosyal bir hukuk devletidir” amir hükmüne karşın bu gruplardan yalnızca bir tanesine yönelik hizmet sunulmasının ve desteklenmesinin yanında, söz konusu kurumun bütçesinin büyüklüğü de dikkat çekmektedir. Bütçeden Diyanet İşleri Başkanlığı için ayrılan pay, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden 2,4 kat, Göç İdaresi Başkanlığı bütçesinden 4,2 kat, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin yarısından, Sağlık Bakanlığı bütçesinin ise sekizde birinden daha fazladır. Bütçe kaynakları öncelikle devletin laik ve sosyal nitelikleri için ayrılmalı ve kullanılmalıdır”
Vergiler Yeniden Düzenlenmelidir
“Teklif edilen 2024 yılı bütçesinin vergi gelirleri arasında yer alan gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin iki bileşeninden birisi olan kurumlar vergisinin payı yalnızca %52’dir. Genel olarak şirketlerin net kârı üzerinden alınması talep edilen vergiler olarak tanımlanabilecek kurumlar vergisinin şirketlerin net kârı üzerinden alınan oranı 1999 yılı için %46 iken, AKP hükümetleri döneminde %20’lere kadar düşürülmüştür. Derinleşen ekonomik krize karşın, 2024 yılı için ise %25 olarak belirlenmiştir. Yanı sıra, finans kuruluşları ve bankalar için ise %30 olarak uygulanacaktır. Bu uygulama toplumsal eşitsizliklerin önemli ara nedenlerinden bir tanesidir. Kurumlar vergisi oranı %60’ın altında olmamalıdır. Vergi gelirleri, esas olarak maaşlı, ücretli ve düşük gelirlilerden değil kurumlar vergisi üzerinden alınan vergilerden sağlanmalıdır. Kurumlar vergisinin gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler içindeki payı en az %70 olacak şekilde düzenlenmelidir” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)